FİLM | Melancholia / Lars von Trier


Selamun aleyküm arkadaşlar. Daha önce ya da daha sonra değilde şimdi izlediğim için çok memnun olduğum bir filmden bahsedeceğim. MELANCHOLİA.
Çok mest olarak izlenen bir film değil, biraz zorlandığım yerler oldu ama filmden sonra düşündükçe düşündükçe zevk alabiliyorsunuz ancak. 
Karakterler (bence) akıl, bilim, ruh ve masumiyeti temsil etmek üzere rollendirilmişler. Çocuk masumiyeti, annesi aklı, babası bilimi ve teyzesi ruhu diye anlıyorum. Filmi anlatmadan şunu diyeyim; bilim bazı şeyleri öngörebilir evet ama gelecek olan esas 'felâket' için (öngörse bile) yapabileceği hiçbir şey yoktur ve o noktada asla ne yapacağını bilemez ve bildiremez. Bilime itibar edenler esas felaket gelmeden ölmek isterler çünkü buna dayanamazlar. Akıl ise bunu düşünür düşünür içinden çıkamaz ve gene kendine eder. Kendi aklıan itibar edenler bilimin sunduğunu aklının erdiğini zannettikleri üzerinden o da çırpınır ve bu da esas felaket anında bir işe yaramaz. Masumiyet hali ortadadır, aklı ruhu bilimi tam algılayamaz ama mutludur ve mesul de değildir. Ruh ise gelecek olan felaketle ilgili hiçbir öngörüde bulunamaz, hazırlık yapmaz, hiçbir şeyi ispat edemez, tedirgin de  olmaz ama sadece ona 'rıza' gösterir. Ve bu çok ulvi bir meseledir. İnsanın bu dünyada vasıl olabileceği en son ve en mükemmel noktadır ve kendine faydası dokunacak tek şey budur. Ve bu diğerleri -masumiyet de dahil- ruhuna itibar edeni hafife alır, anlam veremez, yanında gibi görünseler de onu zaman zaman aşağılarlar ve hatta onun gibi olamadıkları için bazen ondan nefret bile ederler. Ruhun da aslında olacaklardan haberinin olup, hiç yokmuş gibi davranıyor olması da cabası.
Film çok başarılıydı. Sakin sessiz hiçbir şey söylemezken bir çok şey söylenebilirmiş'i işlemiş resmen. Karanlıkta Dans filmi kadar olmasa da kamera gene durduğu yerde durmuyordu. Bence mutlaka izlenmeli. Herkes izlemeli. Gâvurun bu anlayışı azıcık bizim müslümanlarda da olsaydı keşke. İyi seyiler.

Yorumlar

POP 5