FİLM | Yeraltı - Zeki Demirkubuz

 


Zeki Demirkubuz'un Yeraltı filminden sonra beğenmemle birlikte üstüme çöreklenen cenabetvari halin geçmesini beklerken, film üzerinde bir kaç gün düşünmüş olmam, film hakkında bende oluşan hayranlığı yerlebir etmiş olma durumunu beni düzenli olarak takip edenler için yeni karşılaştığımız bir şey olmadığını gayet iyi bilirler. 
 

Her karede hiçbir şey yokmuş sakinliğiyle, ama her an bir şey olabilir gerginliği ya da adamla kendimizi özdeşleştirmemiz gerekir mi yoksa tamamen bize uzak bir karater mi ya da filme devam etsem mi etmesem mi ikilemlerinin arasında gidip gelmemiz dışında bizi filmle ilgili diri tutan şey ara giren dostoyevski paragrafları oldu diye düşünüyorum.
Köpek uluma taklidine rağmen Kaplanoğlu ve Ceylan'dan daha gerçeğe yakını çekebilen bir yönetmen olduğu kanaatindeyim.
Bunların yanısıra arkadaşlarıyla yemek yerkenki sahnede roman yazarı arkadaşının her duyduğunu not edip insanlardan fikir çalarak kitap yazdığı iddiasında bulunması durumu beni düşündürdü. Yani başrolün yeteneği olmasına rağmen bunun üzerine gitmeyip tembellik etmesini ve ortaya hiçbir halt çıkaramamasının faturasını, etraftan duyduğu diyaloglardan ilham alıp onlardan yola çıkarak üzerinde durup yeni bir eser çıkarabilen arkadaşından kesmesi etik midir?
Söyleyeceklerim bu kadar. Yeraltından Notlar'ı ve İnsan Ne İle Yaşar'ı asla okuyamamışımdır zaten.




 



Yorumlar

Popüler Yayınlar