ATİYE Dizisi Üzerinden "Hakk'ı Batılla Anlatma" Üzerine

İnsan insana ekseriya öldükten sonra hak verir. Çünkü hayatta olan bir insana hak vermek bedel ödemeyi gerektirir. Kimse ölmüş birine hak vermenin bir zarar ya da faydasını görmemiştir. Bu yüzden kolaydır. Kimse hayatta olan birine de ağlamaz. Öldükten sonra ağlasa da bir şey ifade etmeyeceğini bildiği için ağlar. Ağlamak, pişmanlıktır. Pişmanlık, ölümedir. Kimse var olan/yanında olan/hazır ve nazır bulunan birine pişmanlık duyduğunu açık açık söyleyemez. Bedel ister... Kul olmak için ilk şart tövbe etmektir mesela. Allah'a 'kul olamadığını' itiraf edip bundan tövbe etmek zordur. İnsanın bunu kendine bile itiraf etmesi zordur. Çok kolay gibi görünür ama yola girdiğini söyleyen birisine bile tövbe, seneler sonra nasib olabilir. Ama bunun en güzel yanı her şeye rağmen yola girmiş olmasıdır. Kul olmak bedel ister. Ölmeden önce ölürsen itiraf edersin ya da zaten ölünce zorla itiraf ettirtileceksindir.
Yukarıda yazdıklarımın diziyle alakası var mı yok mu bilemiyorum, izleyince siz karar verirsiniz. Bana bunları yazdırdı...
Esas mevzuya gelince, diziyi sevdim. Güzel işlemişler, sonunu güzel bağlamışlar. Dark'ı anımsattı ama neyse ki onun kadar kafa karıştırıcı değil. Şems-i tebrizi'den iki alıntı yapmışlar (niyeyse oralarda basitleşti gözümde dizi) çok zorlama olmuş çünkü. İnsanın ağzından çıkan en ufak bir kelimenin kader olacağı meselesini çok iyi işlemişler,gayet islâma uygundu bu mesela. Zamanı işlemeye çalışmışlar ama ben daha çok mekanda kaldım. (Burada ne demek istediğini yazar da anlamadı)
Merkezde insan var. Tamam. İnsanın özüne dönmesi var. Tamam. İnsanın başka bir insanda devam edeciği meselesini ben huylar, karakterler, nefis, ruh vs... devamlılığı olarak algıladım. Ama esas mesele şu ki, konunun neden bu kadar çok batı, batıl, israiliyat kaynaklı işlenildiği...
Her insan kendi yolunda özeldir. Bu ille seçilmişlikle ya da diğerlerinden özel ve üstün olmasıyla ya da yıllar önce ya da sonra adının bir yerlerde yazılı olmasıyla alakalı değildir. Öyle bir şey yoktur. Olağanüstülükler bekleme zorunluluğu yoktur. Evini ille terketmek ya da normal günlük işlerini yapmaktan uzaklaşmak zorunluluğu yoktur. Milleti yollara dökmeyin! Yol insanın kendisidir. Hakikat hayatın kuralları içerisinde gelişecektir.
Bu kadar. Gene bir dizide kayboldum lâkin "dünya diz çöktüğüm yer kadardır/ dizimin yanında biz diz."
Kafalar karışık,
hakikat aşikar,
allah büyük,

müzikler güzel. dark müziklerini anımsatıyor. Yüzde 78 Dark etkisi var zaten.

Yorumlar

Popüler Yayınlar