FİLM | Anonymous

Dün izlemiş olduğum, üzerinde yazı yazılmaya değer bulmadığım fakat yazmadan da geçmek istemediğim bir filmi ele alacağım: Anonymous.
İlk olarak filmdeki entrikalara, eski türk filmlerinden kalma komik denebilecek olan sahnelere ve kraliçenin o yaşlı haline değinmeden; oyunculukların ve görsel efektlerin ve tabi ki diyalogların iyi derecede, konunun ise üzerinde durulması gereken önemde olduğunu söyleyebilirim.
Düşünün ki, Shakespeare aslında Shekespeare değil. Yaygın olan inançları gereği yazara ve yazarın yazdıklarına şeytanın işi olarak bakıldığı belirtilen  ama aslında dönemin siyasi anlayışına aykırı bir şeylerin yazılmasını engellemek için olan bir baskıyla karşı karşıyayız. Benim için önemli olan; esas adamımız sarayda lord olmasına rağmen yazma isteğini durduramayan, yazıklarını da para verip anonim olarak sahnelenmesini isteyen ve ızdırap üztüne ızdırap yaşayan Oxford; 
''Kral olabilirdim ama ben hep sadece ben oldum'' 
yazma aşkıyla yanıp çok da iyi eserler çıkaramayan, anonim olarak bilinen bir yazarı bilmenin sancısını çeken ve aynı zamanda asla onun gibi yazamayacağına yerinen Jonson;
''O benim asla olamayacağım bir şeydi. Ruhumu çürüten inkar edilemez bir mükemmellik.''
 ve bu iki dertli adamın arasında yazıları kendi yazmış gibi gösteren pişkin, ahlaksız, namussuz herif olan sahte william shekespeare. 
''Vuhuhahahhahahhhhahahh''
Bence bu üçünün duygularını ayrı ayrı hissetmek güzel. Shekespeare'in gerçek yazarın kendisi olmadığı konusuna gelince; yaşadığı dönemde olsaydım belki kendi derdim gibi önemseyebilirdim fakat, benim için önemli olan şu an elimizde olan shekespeare eserleridir. Bunu biri ya da birileri yazdı ve ben de okuyorum. Rivayetin bolluğu esere zarar veremediğinden bana da teşekkür etmek kalıyor her kimse ya da kimselere.

Yorumlar

Popüler Yayınlar